Yorumcular (fıkıh alimleri, müctehidler) yalnız saçı değil, örtülmesi gereken bütün yerleri “zinet” olarak kabul ediyorlar. Kadının yüzü, gözleri, dudakları… elbette ilgi çekici olma bakımından kapatılan bazı yerlerden daha önde gelir, ama din, korunmak için alınacak tedbirlerin tamamını kadın müminlere yüklemiyor, onlara zor gelecek, işlerini görmelerini zorlaştıracak yükümlülükler getirmiyor, diğer yerlerini örtmelerini yeterli buluyor ve açmalarına izin verdiği yerlere kötü niyetle bakmayı erkeklere yasaklıyor, bu konuda erkekleri yükümlü kılıyor. Nur suresindeki ayete (24/30-31) dikkat edilirse burada Allah'ın, iffeti korumak ve zinaya giden yolları tıkamak için erkek ve kadın müminleri aynı ifadelerle uyardığı ve yükümlü kıldığı görülür. Kadın müminler evde ve dışarıda, toplumun bir üyesi olarak faaliyet içinde olacaktır; bu faaliyet el ve yüzlerinin açık olmasını gerekli kılmaktadır, bunların da kapatılması halinde kadınlara daha fazla yük verilmiş olacaktır, din bunu istememiştir.
Sıkmabaş ve güncel durum üzerine
Mektup'ta devamla şöyle deniyordu: Çelişki
2) Yorumcular ziyneti saç olarak yorumluyor. Saçtan daha etkileyici
olan gözler, yanaklar, dudaklar, nasıl oluyor da ziynetten sayılmıyor.
Kaş ve kirpikler de kıl yani saç ile aynı organik yapıya sahip değil
mi? Bu durumda, kara çarşaf ve peçe ile örtünenler daha tutarlı değil
mi? yoksa, kara çarşaf ve peçe türbancıların işlerine mi gelmiyor da
Kur'an'ı işlerine geldiği şekilde yorumluyor?
Yorum Ekle